Ön ergenlik 9-12 yaşları arasında görülen ergenliğe geçiş dönemidir. “Büluğ çağı” da denmektedir. Ön ergenlik dönemi kız çocuklarında 9-10, erkek çocuklarında ise 10-12 yaşlarında görülmeye başlamaktadır. Ön ergenliğin başlama yaşı coğrafi konuma göre değişiklik göstermektedir. Çocuğun fiziksel ve duygusal değişimleri hızlı geçirdiği dönemlerden biridir.

Bir çok anne baba kendi çocukluklarında böyle bir dönem yaşamadığı için ön ergenliği anlamakta zorluk çekmektedirler. Beslenme şekli (hormonlu besinler), fazla uyarıcı (medya) gibi nedenlerle son 10 yıldır böyle bir dönem ortaya çıkmıştır.

Henüz oyun yaşında olan çocuk, vücudunda ve ruh halindeki değişimleri anlamakta zorlanır ve kafası karışır. Bu durum çocukta sinir, vurdumduymazlık, inatlaşma, karamsarlık, durgunlaşma, dalgınlık, can sıkıntısı, önceden zevk aldığı şeylerden zevk alamama gibi değişken ruh halleri ve davranış değişiklikleri oluşturabilir. Çocukluk döneminden çıkmak ile kendi varlığını ortaya koymak arasında kalır. Kendini kabul ettirmek isteyen çocuk kendine “ben buradayım” deme yolları arar. Dünyayı ve hayatı sorgulamaya başlar. Kurallar onun için eskisi kadar önemli değildir. Çocuk için artık ailenin onayından çok yaşıtlarının onayı önemlidir. Arkadaşlarına karşı hoşgörülüyken ailesine karşı sinirlidir ve inatlaşma gibi davranışlar gösterebilir. Bunun nedeni; çocuğun gelecekteki sosyal hayatını oluşturacak arkadaşları tarafından kabul edilme ihtiyacıdır. Orta çocukluk dönemiyle başlayan kendi hemcinsleri ile oynama ve zaman geçirme isteği bu dönemde en yoğun halini alır. Grup sporları ve sosyal etkinliklere önem verir. Çocuk, değişen hormonları ile nasıl baş edeceğini bilememekte, hızla değişen bedenine uyum sağlamaya çalışmaktadır. Vücut hatları belirginleşmeye başlayan ön ergenin, boy ve kilo artışında da değişim olur. Her iki cinsiyette de vücutta tüylenme görülür. Kız çocuklarda memeler oluşmaya başlar. Her şeyden çabuk etkilenirler. Çocuklardaki bu değişimler bilişsel becerilerine yansımakta ve çocukların okuldaki başarılarını da etkilemektedir.

Anne ve babalar çocuklarına vücutlarındaki değişimlerin nedenlerinden  bahsetmeli ve tüylenme sonucu oluşacak hijyen ihtiyacı hakkında bilgi vermelidirler. Bu bilgileri çocukla aynı cinsiyetteki ebeveynin vermesi gerekir. Bu konuları çocukları ile konuşamayan anne babalar, çocuklara bu yaş dönemindeki değişikleri anlatan, özellikle resimli kitaplar alabilirler.

Ön ergenlik dönemindeki çocuklar, kimliğini, kişiliğini oluştururken, anne baba ile çatışmaya girerek, otoriteye karşı gelme ve kendisini kanıtlama ihtiyacı duymaktadırlar. Anne ve babalar çocukları ile iletişimlerinde öncelikle onları dinlendiklerini hissettirmelidirler. İnatlaşmadan kendi görüşlerini de paylaşarak durumu beraber değerlendirip, çatışmaları olumsuz hale getirmeden  sonuçlandırmalıdırlar. Her iki taraf da kızgın ise tartışmayı sonra çözmek için birbirlerine zaman tanımalıdırlar.

Anne ve babaların çocuklarına karşı tutumları, çocukların kişilikleri üzerinde belirleyici etkendir. Anne ve babalar, bu durumun bir gelişim dönemi özelliği olduğunu unutmamalıdırlar. Çocukların bu dönemde yaşadıklarının, sonraki yaşantılarında da etkili olacağı göz önünde bulundurulmalıdır. Ön ergenlik dönemindeki çocukların spor, sanat, müzik etkinliklerine yönlendirilmeleri, gelişimlerini olumlu etkileyecektir. Çocuğun arkadaşları ile zaman geçirmesine olanak sağlanmalıdır.

Anne babalar çocukları ile bu dönem hakkında konuşurken çocuklarının neler yaşadıklarını anlamak için şu ipucu sorularını kullanabilirler: “Sence ön ergenlik ne demek?”, “Ön ergenlikle ilgili en çok merak ettiğin soru nedir?”, “Bizim sana nasıl davranmamızı istersin?”.

İnternet kullanımının bu dönemde artması nedeniyle ailelerin çocukları ile çatışma yaşaması olağandır. Bu çatışmaları azaltmak, çocuğun internet kullanımını sağlıklı bir şekilde sınırlandırmak için “internet kullanım sözleşmesi”  kullanılabilir.  İnternet kulanım sözleşmesi örneği için ….. bakınız, ektedir.