Bebek dünyaya geldiğinde sürekli bakıma ihtiyacı vardır. Bakım veren ebeveyn bebeğin ihtiyaçlarını anlamak için yüksek empati becerisi geliştirir. Bebek büyüdükçe ebeveyn çocuğunu tanıdığını düşünür ve empati becerisi azalmaya başlar. Çocuğumu tanıyorum demek için onların duygularını nasıl yaşadıklarına bakmalıyız. Ebeveynlerden sıklıkla duyduğum bir cümle var. “benim çocuğum çok duygusal”. Anne-babalar çocuklarının bazı duyguları fazlaca göstermesini böyle tanımlarlar. Çok da doğru bir tanımdır, ama eksiktir. Çocukların sadece birkaç duyguyu yoğun olarak yaşaması değil; tüm duygularının farkında olması onların sağlıklı gelişimi için gereklidir. Bütün duyguları hepimiz yaşarız ancak toplumun bize öğrettiği şekilde gösteririz. Bu nedenle bazı insanlar bazı duyguları yaşamıyormuş gibi algılanır. Kültürümüzde yaygın olan “erkekler ağlamaz”, “kızlar hep güler yüzlü olmalıdır” gibi tanımlamalar bireylerin duygularını göstermelerinin önüne geçer. Gösterilemeyen duygular ruh halimizde dengesizlikler yaşamamıza veya yanlış anlaşılmamıza neden olabilir. Diğer bireylerle sağlıklı iletişim kurmamız için duygularımızın farkında olmalı ve onları nasıl göstereceğimizi bilmemiz önemlidir.
Duygu farkındalığımızın oluşması duygusal zekamızla ilgilidir. Duygusal zeka, duygularının farkında olmak ve onlarını nasıl kullanacağını bilme becerisidir. Çocuklarımızın duygusal farkındalıklarının artmasını istiyorsak öncelikle kendi duygularımızın farkında olmalıyız. Bu hem kendimiz için hem de çocuğumuzu anlayabilmek için gereklidir. Ebeveynlerin bir kısmı akademik başarıyı duygusal gelişimin önünde tutmaktadır. Şunu unutmamalıyız ki duygusal zekası yüksek olan çocuklar akademik olarak da başarılı olmaktadır. Çocuk kendi ile ilgili farkındalık kazandığında bu tüm gelişim alanlarını olumlu yönde etkileyecektir.
Duygusal Becerileri gelişmiş anne babaların çocuklarının özellikleri genellikle şöyledir:
Ebeveynlerinin yanındayken mutludurlar.
Huzursuz olduklarında kendilerini daha etkili bir şekilde yatıştırırlar.
Arkadaş ilişkileri iyidir.
Kabalık, saldırganlık davranışlarını az gösterirler.
Dikkatleri iyidir, bilişsel olarak başarılıdırlar.
Bu nedenle evdeki herkesin duygu farkındalığının olması diğer bireyi daha iyi anlamasını sağlar ve böylece evde ki ilişkiler sağlıklı gelişir.
Duygu Farkındalığı olan çocukların genel özellikleri şöyle sıralanabilir:
Kendinden emin ve çevreye ilgilidir.
Kendinden nasıl bir davranış beklendiğini bilir.
Yanlış davranma dürtüsüne nasıl hakim olacağını bilir.
Bekleyebilir, verilen talimata uyabilir.
Çevresinde ki yetişkinlerden yardım isteyebilir.
Diğer çocuklarla iyi geçinirken ihtiyaçlarını ifade edebilir..
Çocuğumuzun Duygusal Zeka gelişimine destek olmak için neler yapabiliriz?
Çocuğun duygularını ifade etmesine imkan sağlayarak.
Sorumluluk vererek.
Kendi duygularımızı çocuğumuza tanıtarak; Ağlarken veya sevinçli olduğunuzda
duyguların isimlerini söylemeniz duyguları tanımasına yardımcı olacaktır.
Çocukların hayatındaki en önemli şey oyun oynamak olduğu için gelişimine uygun oyunlar oynayarak.
Farkındalıkla ilgili kitaplar okuyarak.
Duygusal Zeka Gelişimini Destekleyici Oyun: Bende Ne Değişti Oyunu:
Anne baba ve konuşma çağındaki çocuklarla oynanabilecek bir oyundur. Aile bireylerinin birbirleri hakkında fiziksel, duygusal ve davranış farkındalıklarının artmasını sağlar. Oyunu oynarken dikkatinizi dağıtacak şeyler olmamasına özen göstermelisiniz. Yemek yerken veya televizyon seyrederken oynamamalısınız. Oyunu oynarken dikkatiniz birbirinizde olmalıdır. Nasıl oynayacaksınız ? Önce anne veya baba eşine “son zamanlarda bende farklı bir şey gözlemliyor musun” diye sorar. Diğer eş “evet seni bu hafta çok neşeli görüyorum, neşeli olmana ne sebep oldu?” diye sorar. Anne “evet neşeliyim, çünkü bu hafta işyerinde yeni bir projeye başladım/ çocuğumla harika vakit geçirdik/çok sevdiğim arkadaşlarımla buluşacağım vb… (neşeli olmasına sebep neyse açıklamalıdır). Evdeki her birey birbirine böyle sorular sorar ve açıklamalarını yaparlar. Sorular “sence bende ne değişti, bende neler değişmiş olabilir” vb gibi yaratıcılığınıza göre çeşitlendirebilirsiniz. Soruların kapalı uçlu yani cevabı evet hayır olacak şekilde olmamalıdır. Örnek “sence bende bir şey değişti mi?”.
Büyüme dönemindeki çocuklar fiziksel birçok değişiklik yaşadıkları için boyu, dişleri, kilosu hakkında da farkındalıkların artmasına yönelik sorular sorabilirsiniz. Ebeveynler eklemeler yapabilir; “ayakkabı bağcıklarını kendinin bağladığını fark ettim, bisiklete daha iyi bindiğini gözlemledim, sofra hazırlamaya süper katkı sağlıyorsun” gibi çocuğunuzun farkındalığının artmasını destekleyebilirsiniz.
Çocuklarına vereceğiniz en güzel hediyenin farkındalık olduğunu belirterek, bol farkındalıklı günler dilerim..
Yorum Ekle