Yalan; doğru olmayan, gerçeğe uymayan sözdür. Çocuklarda yalan söyleme davranışı çocuğun yaşına göre değerlendirilir. Özellikle altı yaşına kadar öykü uydurmak, taklit oyunları, çocukların yaratıcılığını geliştirirken hayata uyumunu da kolaylaştırır. Bunlar yalan olarak kabul edilmemektedir. Çocuklar bu yaşa kadar gerçekle hayali birbirinden ayırt edemezler. Bir hatalarını kapatmak, suçtan kaçınmak, ödüllendirilmek ya da birisine zarar vermek için doğruyu söylemeyebilirler. Bilinçli olarak yalan söyleme yaşı ilkokul çağı ile başlar.
3-4 yaş civarında çocukların oyun ve psikolojik ihtiyaçları nedeniyle sözde yalanları oluşur. Çocuklar gerçek olaylara hayallerini ekleyerek bir tür oyun oynarlar. Bunun sonucu olarak hayali arkadaş oluşur. Hayali arkadaş, kardeşi olmayan ya da kardeşleri ile arasında çok yaş farkı olan çocuklarda daha sık görülür. Çocuk, duygularını, düşüncelerini, sorumluluklarını onunla paylaşır. Yanlış bir şey yaptığını düşündüğünde bunu hayali arkadaşının yaptığını söyler. Bazen isteklerini hayali arkadaşının istekleriymiş gibi gösterir. Hayali arkadaşlar genellikle beş yaş civarı çocuğun dünyasından çıkarlar.
Sosyal bir davranış olan yalan söyleme, psikolojik ihtiyaçlar dışında taklit yoluyla da öğrenilir. Çocuk çevresindekilerin yalan söylediğini gördüğünde, bunun kabul edilebilir bir davranış olduğunu var sayar. Yaşadığı çevrede çocuğu mutsuz eden olaylar çok ise, bu durumla baş edemeyen çocuklar da kendilerine hayali bir dünya yaratabilirler. Bu hayali dünyanın içinde de yalan söyleme davranışı sık görülür.
Kendini baskı altında hissetme, çocuğu yalan söylemeye itebilir. Özelikle aşırı baskıcı ve mükemmeliyetçi ailelerde büyüyen çocuklar, ebeveynlerini hayal kırıklığına uğratmamak için yalan söyleyebilirler. Çevresinden istediği ilgi ve sevgiyi göremeyen, sürekli başkaları ile kıyaslanan çocuklarda da yalan söyleme davranışı görülebilmektedir.
Derslerde zorlanan, ödevlerini yapmayan, yapamayan çocuklar, okulda karşılaşacakları sonuçlar nedeni ile de yalan söyleyebilirler. Yalan, söyleyen çocuğun arkadaş ilişkilerinin bozulmasına neden olabilir. Yalan söyleyen çocuğu diğer çocuklar aralarına almak istemeyeceklerdir. Bu durum, çocuğun yalnızlaşmasına ve daha çok yalan söylemesine neden olacaktır. Okulda yalan söyleme davranışı olan çocuklar için okul ve aile beraber çözüm bulmalıdırlar.
Ergenlik çağına gelindiğinde çocuğun yalan söyleme nedenleri değişir. Bu yaştaki çocuklar genellikle akranlarınca kabul edilmek için yalan söylerler. Ahlak gelişimi açısından ilköğretim çağından faklı özelliklere sahip olan ergen çocukların, yalana verdikleri tepkiler daha farklı olacaktır. Yalanı fark edilen ergenin herkesin ortasında yalanını itiraf etmesi istenmemelidir.
Çocuğun yalan söylediği anlaşıldığında çok sert tepkiler verilmemeli, çocuk kınanmamalıdır. Ebeveyninden olumsuz tepki alan çocuk, yalanın devamını getirebilir. Anne babalar çocuklarının yalan davranışını değerlendirirken, söylenen yalanın nedenlerini araştırmalıdırlar. Ebeveyn, çocuğa yalanını bildiğini yumuşak bir dil ile fark ettirilmelidir. Yalan söylemeden yaşadığı olaylarla nasıl baş edebileceği konusunda yardımcı olunmalıdır. Yalan söylemenin sonuçlarının neler olabileceği anlatılmalıdır. Anne babalar çocuklarına güvenmeye devam edebilmeleri için, aralarında yalansız bir ilişkinin olması gerektiğini, çocuklarına açık olarak ifade etmelidirler.
İlkokul çağından küçük çocuklardaki sözde yalanlar, ahlaki bir hata gibi görülmemelidir. Doğru söyleme davranışı sık sık övülmelidir. Anne babalar, çocuğun yalan söylemesine neden olabilecek davranışlar göstermemelidirler. “Beyaz yalan” olarak kabul edilen yalanlar çocuğa söylenmemelidir. Ya da bunların masum olduğu ima edilmemelidir. Gerçeklik algısı henüz oluşmayan çocuklar için beyaz yalanlar, kafalarını karıştırarak ileride diğer yalanlara dönüşecektir.
Bir çok yöntemi denediğiniz halde çocuğunuzun yalan söyleme davranışı sık ise ve ilişkilerinin bozulmasına neden oluyorsa, uzman yardımı alınması faydalı olacaktır.
Yorum Ekle