Değerli öğretmen arkadaşlarım merhaba,
Mart ayından beri tüm dünya ile birlikte bizimde yaşadığımız Pandemi nedeniyle başlayan uzaktan eğitim uygulamaları eğitim ortamına birçok değişiklik getirdi. Alışmış olduğumuz yüz yüze eğitimde öğrencilerle duygusal bağ kurmakta zorlanmayan öğretmenler bile uzaktan eğitimde öğrencilerle bağ kurmakta güçlük çekti. Birçoğumuzun yeni tanıştığı uzaktan eğitim süreçleri hakkında bazı araştırmalar yapıldı. Bu araştırmalardan bir tanesi de Yankı Yazgan ve ekibinin yapmış olduğu “Pandemi sürecinde okula dönüş” araştırmasıdır. Bu araştırmanın ortaya çıkan sonuçlarında da görmekteyiz ki uzaktan eğitimde söz konusu olduğunda ihtiyaç duyulan en önemli noktalar iletişim ve duygusal bağdır. Öğretmen eğitimlerimde öğretmen arkadaşlara sorduğum bir soru vardır; “bağ kurmadan öğrenme gerçekleşir mi?” bu sorunun cevabını sizde biliyorsunuz. Yüz yüze de olsa uzaktan da olsa bağ kurma ihtiyacımız her şeyin önünde gelmektedir. Bağ kurmadan öğrenme gerçekleşmez.
Bu yazımda sizlere uzaktan eğitimde öğrencilerle duygusal iletişim ve bağ kurmak için neler yapılabileceğini anlatmaya çalışacağım.
Her bireyin özel olduğunu hissetmek istediğini unutmayarak, öğrencilerin isimlerini öğrenmek ilk önceliklerimizden olmalıdır.
Onlara has özellikleri söyleyerek onların farkında olduğumuzu hissetmelerini sağlayabiliriz.
Öğrencilerin sevdiği şeyleri öğrenip, her gün derse birisinin sevdiği şarkı, şair, resim vb. ile giriş yapılabilir.
Devamsızlık yapan öğrencilerle ders dışı zamanlarda neden devamsızlık yaptıklarını öğrenmeliyiz. Bu öğrencinize “ben seninle ilgileniyorum” mesajı vermenizi sağlar.
Öğrencilerinize kendi yaş gelişimleri, kuşakları ile ilgili bilgi verebilirsiniz. Herkes kendisi hakkında bilgi almaktan hoşlanır. Ayrıca Z kuşağının becerilerine uyumlanmaya çalışan bizlerin öğrencilerden öğreneceği birçok şeyde olduğuna inanıyorum.
Ekran sınıflarında da yüz yüze olunan sınıflar gibi sınıf kuralları belirlemek dersin sınıf ortamını olumlu etkileyecektir.
Öğrencilerin hoşlarına giden dijital uygulamaları beraber kullanabilirsiniz.
Okul sosyal ve duygusal becerilerin geliştiği en önemli yerdir. Bu ilişkileri ekrana taşımamız hem öğrencilerin bu becerilerini gelişimini desteklememize hem de öğrencilerin derse katılımını arttırmamıza olanak sağlayacaktır.
Öğrencilere merak, tahmin soruları sorabilirsiniz. Örnek: “Bugün ne öğrenmeyi bekliyorsun?” Sorularla öğrencinin merak duygusunu harekete geçirip odaklanmasını artırabilirsiniz.
Özellikle küçük yaş çocukları ile görüntülü tanışabilirsiniz. Çocuk ailesinin, güven duyduğu kişilerin yanında iken sizlerle tanışıp, onların sizinle olan iletişiminizi görmesi, sizin ve dersler hakkında olumlu cümleleri ebeveynlerinden duyması size güvenmesini için önemli bir adım olacaktır.
Küçük ve orta çocukluk dönemindeki öğrencilere kendimizi, ellerimizi, vücudumuzu göstermeliyiz. Küçük çocuklar eğer görmezlerse elin, kolun bacağın olup olmadığını merak ederler.
Duyguları Paylaşmak
Pandeminin yarattığı belirsizliğin bizlerde yarattığı korku ve kaygı halen devam ediyor. Çocukların bazılarının kendilerinin veya yakınlarının coronavirüs olmasından duydukları endişe kaygılarını arttırıyor. Bu nedenle derslerin bir bölümü duyguların paylaşılması olabilir.
Derse her gün bir duygu oyunu oynayarak başlayabilirsiniz. Bu oyunların çok uzun sürmesine gerekte yok. Örneğin; bugün kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Emoji ile gösterin. Emojiler çocukların hoşuna gideceği için ayrıca duygularını ifade etmeyi bilmeyen çocuklar için kolaylık sağlayıcı olurlar. Genel olarak herkes kendinden bahsetmekten de hoşlanır. Bu tür oyunlarla derse duygusal bir başlangıç yapabilirsiniz. Sadece ders başlangıcında değil, ders aralarında veya ders sonunda ödül olarak da bu oyunları kullanabilirsiniz.
Sizlerin de duygularınızı öğrencilerle paylaşmanız “bende insanım” mesajı verir. Ancak küçük çocuklar öğretmenlerinden güven beklediği için zorlandığımız duygulardan çok detaylı bahsetmeyebiliriz.
Sınıfın yapısına göre duygularını dolaylı yollarla (oyunlarla) sorabilirsiniz. Farklı oyun örneklerini “Çocuğun duygusal zeka gelişimi nasıl sağlanır?” yazımda bulabilirsiniz.
Kamerasını açmak istemeyen öğrenciler ile ilgili neler yapabilir?
Öğrencilerin ekranlarının kapalı olması ile ilgili çok tartışılmakta. Bu konuda göz ardı etmememiz gereken noktalar var. Bazı öğrencilerimiz atılgan bazıları çekinden olabilir. Çekingen öğrencilerin bir kısmı kendini fiziksel olarak beğenmiyor olabilir. Bu öğrenciler yüz yüze eğitim sınıflarında arkaya veya sınıfın köşelerine oturarak gizlenebiliyorlardı. Ancak ekranda biz çocuğa zorla kamera açtırarak bu hakkını elinden almış oluruz. Bu konuda kendimizden yola çıkabiliriz. Görüntümüzü beğeniyor bile olsak kamerayı açtığımızda her zaman kendimizi beğenmeyebiliriz. Bu durumu gençler ve çocuklar üzerinden değerlendirirsek özellikle ergenlik döneminde kendilerini fiziksel görünüşleri üzerinden tanımladıklarını unutmayarak davranmamız onları anlamamız yolunda önemli bir adımdır. Ayrıca öğrencilerin birbirlerinin görünüşleri üzerinden zorbalık yapma davranışları uzaktan eğitim sınıflarında da devam etmektedir. Elbette sürekli kameralar kapalı olsun demiyorum. Ama kamera açmak istemeyen öğrencileri zorlamayarak, onları yavaşça ve değişik teknikler kullanarak kameralarını açmaları konusunda ilerleme sağlayabiliriz. Örnek: “Herkes kamerasını sırayla açsın birbirimizi görelim, sonra isteyen kapatabilir.” diyerek hiç olmazsa yüzlerini görebilirsiniz. Kamerasını açmayan öğrenciye onun varlığının, sınıfta, gerekli ve değerli olduğunu belirtebiliriz. Bu öğrencilerle ders dışında görüşmeler yaparak iletişimimizi güçlendirebiliriz. Bu öğrencilere küçük görevler verebilirsiniz; mikrofonları kontrol etmek gibi.
Uzaktan eğitimde yaşanan zorlanmalar yaratıcılığı geliştirdi ve kişisel becerileri ortaya çıkardı. Mart ayında İnternette dolaşan İngilizce öğretmeninin yaratıcılığını hiçbirimiz unutmayacağız
Değerli öğretmen arkadaşlarım, akademik bilgi öncesi temel yani duygusal ihtiyaçlarla ilgilenmenin önemini unutmadan, öncelikle kendi duygusal dayanıklılığınızı koruyabileceğiniz, güvenli bir şekilde öğrencilerle bir araya geleceğiniz sağlıklı bir eğitim öğretim yılı dilerim.
Yorum Ekle